29 Şubat 2012 Çarşamba

OĞLUŞUMM, MİNİK ÖRDEĞİM ANNESİNİN KUZUSU,BABASININ TOSTOSU...

Aynada kendime bakıyorum. Anne olmuşum ey dünya! Kendime inanamıyorum. . Ne zaman büyüdüm? Nasıl evlendim? Hangi adımları attım da bu günlere geldim? Hep bir muamma. Sanki hayatımı buzlu bir camın ardından izliyorum.
Şimdi yan odada küçücük bir beden yatıyor. Minik dünyasında kimbilir kaçıncı uykusunu uyuyor? Rüyasında neleri görüyor? gamzesii benden,beyaz teni, bakışı, güzel yüzü, saç rengi babadan. Elleri de sana benziyor diyorlar. Uzun elleri… Bu bebek gerçekten benim mi? Ben ne zaman anne oldum ey dostlar?
Eymen şu anda bana çok muhtaç. Yemesi, uyuması, temizliği, bakımı. Hepsi benim sorumluluğum. Gocunmadan, severek, isteyerek yapıyorum.. İlk üç ayda,  acıktığında meme aranmak,  karnı doyduğunda gülümsemek ve sıkıntısı olduğunda ağlamak dışında iletişim kuramayan bir masumun çıkardığı sesler( TİZ ÇIĞLIKLAR) ve ellerini emebilmesi bile beni öyle mutlu ediyor ki…
 beşiğinde dönencesine 5-10 dk baktıktan sonra göz göze geliyoruz çığlıklar atmaya başlıyor. gülümsüyor. Adeta “Beni al buradan, sıkıldım anne” diyor. Onu kucaklayıp, minik yüzüne milyon tane öpücük konduruyorum.


 sezeryandan çıktığı m an o koridor asansor bitmedi. herkes koridordaydı ama ben bebeğimi görmek istiyordum bir an önce. iyi miydi. nasıl görünüyordu?Tıpkı şu anda olduğu gibi, gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Sonra bebeğimle buluştum. Sanki biraz  önce doğum yapan ben değil de bir başkasıydı. Doğanın mucizesi bir küçük varlık iki adım ötemde çırpınıp, ağlayarak hayata tutunuyordu.GÖZLER AÇIK ETRAFI İZLİYORDU. Ben şimdi anne mi oldum?
Hastaneden çıkıp eve geldiğimiz gün. Uykusuzluk ile bulanan dimağım ve 1-1,5 saatte bir emmek isteyen kırmızı-beyaz bir insan. Uyuduğu dakikalarda emre ve ben başucunda bekler ve nefes alışlarını dinlerdik. Bebeklerin ne kadar gürültülü uyuduklarını o zaman öğrendim. bitmek bilmez gaz sancıları, ağlamaları onunla birlikte bende ağladım bir hafta, canı yanıyordu çünkü ve ben bir sey yapamıyordum.  İlk gülüşünü hatırlıyorum. yatağın üstüne oturmuş, emdikten sonra rahatlayan meleksi suratı inceliyordum. Birden dudaklarının ucu müstezi bir şekilde yukarıya kıvrıldı. İleride bize bol bol bağışlayacağı o güzel gülüşlerin ilkini hediye etti. Kucağımda canlı, gülümseyen bir adamcık tutuyorum. Annelik böyle birşey mi?
Sonraki günler rüya gibi geçti. Göbek bağının düşmesi, ilk banyosu, önce sürekli kıpır kıpır olan, büyüdükçe sakinleşen bedeni, elinde eşyaları tutmaya başlaması. . Aaaa’lar, ooo’lar ve son dönemde, büyük bir iyimserlikle “anne” kelimesine benzettiğim özellikle ağlarken “nnnn-neee” deyişleri. Başka bir varlığın büyümesi, serpilmesi insana bu şekilde zevk verebilir mi acaba? EMRE yle eymeni izlerken huzur doluyorum. oynamaları oğlumun babasına gülüşü huzur üzerine huzur ekliyor. BABASIII  çok teşekkür ederiz. sen bizi çok mutlu ediyorsun.
Ve sevgisi… Doğumundan itibaren her geçen gün içimde daha çok büyüyen o duygu. Uykudan uyandığımda aklıma ilk düşen o oluyor. Yan odada biraz fazla uyusa özlüyorum. Uyandırıp yanaklarını, burnunu, gözlerini, ellerini öpmek-öpmek-öpmek geliyor içimden. artık emerken elimi tutuyor ve uykuya geçiyor. onu rahatlatıyormuyum?  O da beni seviyor mu acaba? canımın parçası, şampiyonum seni çok çok seviyorum.
Aynaya tekrar bakıyorum. 8 sene önce, lise çağlarındaki genç kız değil gördüğüm  ama, mutlu ve umutlu. Soru işaretlerimin hepsi kayboluyor:
Evliyim, çok sevdiğim bir eşim ve oğlum var. Adı EYMEN. Ben bir anneyim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder